google-site-verification: google9c114791a6791048.html
Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), Türkiye'deki vakıf yükseköğretim kurumlarına ait akademik, idari ve mali verilerin yer aldığı "Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2020" raporu hazırlandı.
YÖK yetkililerinden alınan bilgiye göre, bu yıl üçüncüsü yayımlanan ve paydaşların ilgi gösterdiği "Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2020" raporu, sistemin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koydu.
YÖK tarafından yapılan denetlemelerdeki tespitlerinin yanı sıra vakıf üniversitelerinin dünya sıralamalarındaki yerleri ve sınav başarıları da raporda yer aldı.
Buna göre, 77 vakıf yükseköğretim kurumunun 47'si İstanbul'da yer alıyor. 3 yıl önce bölgelere göre ayrım yapılarak aranan asgari şartların yükseltilmesi sonucu, İstanbul için yapılan üniversite kurma başvurularında azalma görüldü.
İlki 2018 yılında yayımlanan rapora her yıl yeni başlıklarda veriler ekleniyor. Bu yıl önceki yıllardaki verilere ek olarak vakıf yükseköğretim kurumlarının toplam gelir ve giderlerine yönelik ayrıntılar, öğretim elemanlarına ödenen asgari ve azami ücretler, toplam ve öz kaynaklı Ar-Ge bütçelerinin yanı sıra gerçekleşen Ar-Ge harcamaları, öğretim üyesi yetiştirmeye katkı olarak değerlendirilen araştırma görevlisi sayıları, öğretim elemanı ve idari personel sayıları; hukuk, tıp, diş hekimliği, eczacılık programlarının yanı sıra öğretmen yetiştiren programlar ve mühendislik programlarına ait sıralamalar da raporda yer aldı.
AR-GE BÜTÇELERİ
Vakıf yükseköğretim kurumlarının 2018-2019 YÖK Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan nihai denetim raporlarına göre toplam Ar-Ge bütçelerinin 751 milyon 88 bin 285 lira, toplam öz kaynaklı Ar-Ge bütçelerinin ise 172 milyon 432 bin 461 lira olduğu tespit edildi.
Toplam araştırma proje bütçesinin ortalaması 3 milyon 83 bin 21 lira olarak tespit edildi. Bunun yanında öz kaynaklı araştırma proje bütçesinin ortalaması 2017-2018 döneminde 58 bin 811 lira iken 2018-2019 döneminde bu rakam yaklaşık 8,3 kat artışla 488 bin 243 liraya ulaştı.
2018-2019 eğitim öğretim yılında 12 vakıf yükseköğretim kurumunun öz kaynaklı araştırma proje bütçesinin bulunmadığı ancak 7'sinin dış kaynaklı proje bütçelerinin olduğu, 5 vakıf yükseköğretim kurumunun Ar-Ge için hiç harcama yapmadığı tespit edildi. 38 vakıf üniversitesinin toplam araştırma bütçesinin ise 1 milyon liranın üzerinde olduğu ortaya çıktı.
Bunun yanı sıra bu yıl YÖK tarafından belirlenen öğrenci gelirinin yüzde 1'i kadar zorunlu Ar-Ge bütçesi konusunda ise belirli kalemler esas alındı. YÖK'ün raporunda, bu kalemlere ve bütçelerin yanı sıra harcamalara da yer verildi.
AKADEMİK VE İDARİ PERSONEL
Vakıf üniversitelerinin öğretim üyesi ve idari personel sayılarına da yer verilen raporda, henüz mezun vermemiş, öğrenci sayısı düşük olan üniversitelerde kadrolu öğretim üyesi başına öğrenci sayısı doğal olarak yüksek görüldü.
Ancak kadrolu öğretim üyesi başına 50'den fazla öğrenci düşen 18 üniversite olması ise dikkati çekti. İdari personel sayısının öğrenci ve akademik personel sayısına göre orantısız yüksek veya düşük olması da göze çarpan veriler arasında yer aldı.
Programlara göre aranan asgari öğretim elemanlarında yapılan iyileştirmelerle akademik personel sayısında gelecek yıllarda artış beklendiği ifade edildi.
KÜTÜPHANELER
Vakıf yükseköğretim kurumları, 2017-2018 eğitim ve öğretim döneminde kütüphane için toplamda 60 milyon 242 bin 501 lira harcama yaparken, bu rakam 2018-2019 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 42 oranında artarak toplamda 85 milyon 499 bin 393 liraya ulaştı.
Kütüphane için yapılan harcamaların ortalamasına bakıldığında ise 545 bin 243 lira olduğu görüldü.
Öğrenci başına basılı kitap sayısının sadece 13 üniversitede 10'un üzerinde olduğu tespit edildi. Yapılan denetimler ve uyarılar sonucu kütüphane alanlarında yüzde 19, basılı kitap sayısında ise yüzde 7 oranında artış meydana geldiği de raporda yer aldı.
Özellikle yeni kurulacak vakıf yükseköğretim kurumlarının planlamalarında, kütüphanelerin kaynak ve alan olarak yeterli kapasiteye sahip olmaları ve öğrenci ve öğretim üyelerinin çalışma koşullarına uygun, ferah alanlar olarak tasarlanmalarının altı çizildi. Daha önce kurulmuş kütüphanelerin de kapasitelerinin arttırılması istendi.
YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİLER
Vakıf yükseköğretim kurumlarında, Güney Afrika'dan Cezayir'e, Amerika'dan Birleşik Krallığa, Endonezya'ya kadar 50'den fazla ülkeden 30 binin üzerinde yabancı uyruklu öğrenci yer aldığı tespit edildi. İlk 3 sırada Suriye, Irak ve İran'lı öğrenciler yer aldı.
ÜNİVERSİTELERİN TANITIM İÇİN YAPTIĞI HARCAMALAR
Vakıf yükseköğretim kurumları 2017-2018 eğitim ve öğretim döneminde reklam ve tanıtım için toplamda 219 milyon 476 bin 23 lira harcama yaparken bu rakam 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında 216 milyon 796 bin lira oldu.
2018-2019 eğitim ve öğretim yılında yapılan reklam ve tanıtım harcamalarına bakıldığında ortalamasına 2 milyon 173 bin 178 lira olduğu görüldü. Bu rakamın kütüphaneye yapılan harcamaların ortalaması ile kıyaslandığında yaklaşık 4 katı olduğu ortaya çıktı. Alınan kararlarla getirilen sınırlamalar sonucu gelecek yıllarda bu rakamların oranlarının değişeceğinin öngörüldüğü kaydedildi.
Açıklamada, bu duruma ilişkin, "Yükseköğretim kurumlarının en büyük reklamı ve tanıtımı nitelikli eğitim ve öğretim vererek yetiştirdiği öğrenciler olduğundan, kurumlarımızın bütçe planlarını buna göre beklenmektedir." ifadelerine yer verildi.
ÖĞRENCİ BAŞINA CARİ GİDER ORTALAMASI
2017-2018 eğitim öğretim döneminde öğrenci başına cari gider ortalaması 12 bin 992 lira iken 2018-2019 eğitim öğretim döneminde öğrenci başına cari gider ortalaması yüzde 18 oranında artarak 15 bin 888 liraya yükseldi.
Bunun yanında 9 vakıf yükseköğretim kurumunun öğrenci başına cari gider harcamasının 10 bin liranın altında yer alması, dikkati çeken bir durum olarak değerlendirildi. Üniversitelerin bazılarının kira giderleri de dikkati çekti.
YÖK yetkililerince, üniversitelerden farklı programlarda kendi marka değerlerini oluşturmasının beklendiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"YÖK olarak şeffaflığın ve elimizdeki verilerin kamuoyu ile paylaşılmasının denetlemelerden daha etkin olduğunu düşünüyoruz. Bilindiği üzere devlet üniversitelerinin mali verileri de şeffaflık gereği her yıl açıklanıyor. Bu bağlamda kamu imtiyazına sahip bütün kurumlarda da mali hususların açıklanması tabidir. Akademik, idari ve mali hususlarda mevcut durumun analizine imkan sağlayacağını düşündüğümüz verilerle gelişmeye katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Nitekim sistemin geneli içerisinde üniversitelerimiz kendilerini karşılaştırabiliyor ve geliştirilmeye açık yönlerini ele alıp buna yönelik planlamalar yapabiliyor.
İlgili programlarda gerekli olan kazanımların elde edilebilmesi için gerekli olan asgari standartların sağlanmasının istenmesi de tabidir. Kurulumuzca oluşturulan standartlarda asgari kriterler getirilirken tüm hususlar göz önünde bulundurulmuş, kurumlarımıza geniş hareket alanı bırakılmıştır. Üniversitelerimizden beklenen kendi marka değerleriyle standartları sağlamaları ve asgari kriterlerin çok üzerinde olanaklar sağlamalarıdır. Farklı alanlarda ulusal ve uluslararası standartlar gözeterek yaptığımız mevzuat düzenlemeleri bu bakışla devam edecektir. Vakıf yükseköğretim kurumlarımızın tüm yöneticilerine iyileştirmelere sunmuş oldukları katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz."
VakıfBank ve MEB’den BİLSEM protokolü
Öğrenciler üzerinde pandemi etkisi
Darüşşafakalı öğrencilere TÜBİTAK’tan...
Deprem bilinci yüksek nesiller için iş birliği...
Geleceğin en popüler ve en yüksek maaşlı...
MyViewBoard ekosistemi Türkiye'de oldukça iddialı
Yabancı dil 'Türkçe' seferberliği
İstanbul Galata bu yıl ilk öğrencilerini...
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!